Tarih

PAPHLAGONİA’ DA BLAENE (KARGI):

Anadolu'nun kuzey kesiminde antik bölge, batıda Bitinya, güneyde Galatya, doğuda Pontus, kuzeyde Pontus Euxinu'la(Karadeniz) çevrilidir. Bugünkü Zonguldak, Bartın, Kastamonu, Çankırı ve Sinop illerinin tümünü, Çorum'un batı bölümünü içine alır.

Paphlagonialılar, Homeros'ta adı geçen en eski kavimlerdendir. Paphlagonialı prenslerin çoğu, Troya Savaşma katılan Pylaimenes'in soyundan geldiklerini göstermek için Pylaimenes adını taşırlardı. Hitit Devleti yıkıldıktan sonra bir süre Firigya egemenliğinde kalan Paphlagonia daha sonra Lidya egemenliğine girdi. M.Ö. 547-546 'da Keyhusrev' in Lidya Krallığını ortadan kaldırmasıyla Pers yönetimine geçti. Persler'in Satraplık düzeni içinde Kapadokyalılar ve Anadolu'nun kuzeyindeki daha başka halklarla birlikte üçüncü satraplığa alındı. M.Ö. 480' de Kserkses'in ordusunda Paphlagonialı askerler de görev yapıyordu. M.Ö. 334' te Anadolu'ya giren Büyük İskender'in egemenliğine geçen bölge, onun ölümünden sonra Eumenes'in yönetimine girdi. Doğu komşusu Pontus Krallarınca ele geçirilinceye kadar yerel prenslerce yönetildi. Büyük Mithradates'in M.Ö. 65' teki yenilgisine değin Pontus Krallığının elinde kaldı. Pompeius, M.Ö 63-62' de Paphlagonia' nın kıyı kesimini Bitinya ile birleştirdi.Iç kesimi yerel prenslere bıraktı. Sonunda ülkenin tümü Romalılar'm eline geçti. Dağlık olan iç kesim Augustos tarafından Galatya Eyaleti'ne bağlandı. Kıyı kesimi ise Pontus'un büyük bir kısmı ile birlikte Bitinya'ya katıldı.

ESKİ ÇAĞLARDA BLAENE (KARGI):

M.Ö. II. Bin yılın başında Anadolu'ya gelen Hititler bu devrin sonlarına doğru, Kızılırmak kavsi içindeki bölgeye yerleştiler. Blaene'nin de içinde bulunduğu Paphlagonia 'nm da Hititlerle ilişkisi bu zamanda başlar. Paphlagonia, Sinop ve Samsun dolaylarında yaşadığı ileri sürülen Gaşka'larm kiralı Hantili (M.Ö. 1590-1560) tarafından Hitit Devletinin başşehri Hattuşaş'a saldırıldığında Gaşkalar'ın kontrolüne girmiştir. Blaene'nin (Kargı)Yeni Hitit Devleti veya İmparatorluk Devri olarak bilinen( M.Ö. 1460-1190) dönemde tekrar Hitit Devleti kontrolüne girdiği sanılmaktadır, Hitit Devletinin yıkılmasından sonra bir süre Firigler'in hakimiyetine giren bölge M.Ö. 696-585 yılları arasında Kimmerler tarafından istila edilmiştir. Kimmerler M.Ö. 705 yılında Asur Kralı Sargon II. 'nin savaşta ölümünden sonra Küçük Asya'ya (Anadolu) döndüler Paphlagonia1 yi ve Firigya Kralı Midas'ı yenerek Firigya' yi ele geçirdiler. Bu dönemlerde Anadolu'da Kimmer tehlikesi vardı. Lidya Kralı Gyges, Kimmerler'e karşı Asurlular' dan yardım istedi. Ve iki Kimmer reisini zincire vurarak Ninova' ya yolladı. Kimmerler Anadolu'dan Kral Alyattes zamanında tamamen kovuldular. Bu kral zamanında Lidyalılar Anadolu'nun büyük bir kısmına hakim oldular ve Lidya' nın doğu sınırı İç Anadolu yaylasında Halys(Kızılırmak) nehrine kadar genişledi. Bu tarihten sonra Lidyalılar'la Med'ler arasında uzun süren savaşlar oldu. Sonunda yapılan anlaşma ile Halys(Kızılırmak) nehri iki devlet arasında sınır kabul edildi. Paphlagonia' da Lidya hakimiyeti devam etti. M.Ö. 560' ta Kral Alyattes ölünce yerine oğlu Kroisos geçti. Kroisos M.Ö. 546'da Pers Kralı Keyhusrev ile Halys(Kızılırmak) nehri yakınında savaştı. Pers Kralı Keyhusrev Lidya'nm başkenti Sardeis'i alarak Lidya Krallığına son verdi. Blaene (Kargı)'nin de içinde bulunduğu Paphlagonia bölgesi Persler'in eline geçti. Paphlagonia bölgesi(M.Ö. 546) bu tarihten M.Ö. 334' e kadar Persler'in elinde kaldı ve satraplık olarak yönetildi. M.Ö. 334' te Granikos zaferinden sonra Büyük İskender'in hakimiyetine girdi. Onun ölümünden sonra da Eumenes'in yönetimine girdi. Doğu komşusu Pontus Krallarmca ele geçirilinceye kadar yerel prenslerce yönetildi. Büyük Mithradates'in M.Ö. 65' teki yenilgisine değin Pontus Krallığının elinde kaldı. Pompeius, M.Ö 63-62' de Paphlagonia' nın kıyı kesimini Bitinya ile birleştirdi.İç kesimi yerel prenslere bıraktı. Sonunda ülkenin tümü Romalılar'm eline geçti.M.S. 395' e kadar Roma yönetiminde kalan bölge, bu tarihten sonra Bizans adını alan Doğu Roma İmparatorluğuna bağlandı. Blaene(Kargı) Bizans hakimiyeti sırasında Türk, İran ve Arap ordularının saldırılarına uğradı. Malazgirt Savaşından sonra Anadolu' nun bu bölgesine gelen Artuk Bey, özellikle Danişmend Gazi buraya Kayılan yerleştirdi.

KARGI VE ÇEVRESİNİN TÜRK EGEMENLİĞİNE GİRİŞİ

Türkler'in Anadolu' yu yurt edinebilmek amacıyla gerçekleştirdikleri ilk seferler 1015 yılından itibaren Çağrı Bey ile başlamış; 1048' de Pasinler Savaşı ile Doğu Anadolu, 1071 Malazgirt Savaşı ile de Anadolu' nun önemli bir kısmı ele geçirilmiştir. Bu ünlü savaştan sonra Bizans ile anlaşma yapılmasına rağmen yeni imparator bu anlaşmayı tanımamıştır. Bu durum üzerine Selçuklu Sultanı Alparslan, Anadolu'da fethedilmeyen toprak bırakmamak için, savaşa katılan komutanlardan her birine değişik bölgelerin fethini tamamlama görevi vermiştir.

Kargı ve çevresini ilk ele geçiren, Alparslan'ın ünlü komutanlarından ayrıca Danişmendli devletinin de kurucusu olan Emir Danişmend Gazi' dir. Emir Danişmend, Malatya merkez olarak kurduğu bu devletin sınırlarını kısa sürede genişletmiş; kumandanlarından Emir Karategin'i Çorum, Çankırı ve Kastamonu' nun fethine yollamıştır. Kara Tegin'in 1083-1084 yılları arasında Kargı ve çevresini ele geçirdiği tahmin olunmaktadır.

OSMANLI DÖNEMİNE KADAR KARGI

Kargı Danişmendli egemenliğinden sonra sırası ile Anadolu Selçukluları, Çobanoğulları ve Candaroğulları'nm egemenliğine girmiştir. Kargı ve çevresinin Anadolu Selçuklu Devleti dönemindeki durumu ile ilgili geniş malumat bulunamamıştır; ancak Anadolu Selçuklu Devletinin en büyük hükümdarlarından biri olan Alaaddin Keykubat döneminde, onun emir'lerinden olan Çoban Hüsamettin Kastamonu'yu Rumlaf'dan alınca, bu şehir kendisine Timar olarak verilmiş, daha sonra Çankırı toprakları da Çoban Hüsamettin'in eline geçmiştir.

 Çoban Hüsamettin Kastamonu ve Çankırı havalisinde yaklaşık 100 yıl kadar egemenlik kurmuştur. Bu dönem içerisinde Kargı ve Çevresinin idaresinin Çoban Hüsamettin'e bağlı olduğu tahmin olunmaktadır. Kargı' da bu döneme ait iz bulunmamaktadır.

 Osmanlı öncesinde Kargı'da egemenlik kuran beyliklerden biri de Candaroğulları'dır. Candaroğullarmın egemenliğinin Kastamonu, Sinop, Çankırı, Kalecik ve Tosya ile birlikte Kargı'ya kadar uzandığına dair geniş bilgi bulunmaktadır. Bölgenin Tahrir defterlerinde Kargı Kazasının Dereköy (Yazıkilise) mevkiinin Çankırı'daki imarete bağlı olduğu, Candaroğlu Kasım Bey dönemine ait vakfiyeden de anlaşılmaktadır. Osmanlı Devleti, 1392-1393 tarihlerinde Kargı ve çevresini Candaroğullarmdan aldıysa da 1402 Ankara Savaşı ile Timur'a yenildiğinden bu bölge tekrar Candaroğullarma geçmiş; Osmanlı Devletinin ikinci kurucusu sayılan Çelebi Mehmet döneminde Candaroğlu Isfendiyer Beyin Oğlu Kasım Bey ile dostluk kurulduğundan, CandaroğuUarı arazisinden Çankırı, Kalecik, Tosya ile muhtemelen Kargı, Çelebi Mehmet'in emri ile Kasım Bey'e terk edilmiştir.(1416-1417). 1430'dan sonra Kasım Bey'in ölümüyle Kargı ve çevresi Tosya ile birlikte Osmanlı egemenliğine girmiştir.

BÖLGENİN OSMANLI EGEMENLİĞİNE GİRMESİ

Kargı ve civarının Osmanlı Devletinin egemenliğine ilk defa girişi bir kısım kaynakta da yer aldığı gibi Yıldırım Beyazıt dönemine rastlamaktadır. Tarih olarak 1392' dir5. Bu dönemde özellikle İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde egemenlik kurmaya çalışan Kadı Burhanettin, 1392 tarihinde Amasya, Osmancık v.s. bu çevrede hakimiyet kurabilmek amacı ile Osmanlı ile yaptığı Kırkdilim Muharebesinde, Amasya Sancağı Beyi Şehzade Ertuğrul'u yenerek; onun ölümüne sebebiyet vermiştir. (Temmuz 1392). 1393 tarihine kadar Amasya ve bu bölgelere egemen olduysa da elde ettiği yerleri bu tarihte tekrar geri vermek zorunda kalmıştır.

1402 tarihine kadar Kargı, Osmancık, v.s. çevre Osmanlı egemenliğinde kaldıysa da bu tarihte meydana gelen Ankara Savaşı nedeniyle Osmanlı parçalanınca daha önceden havaliyi elinde bulunduran CandaroğuUarı tekrar bu topraklara sahip olmuştur. Aynı zamanda Isfendiyer Oğulları olarak da bilinen bu beyliğin hükümdarı Kasım Bey, Osmanlılar ile iyi münasebetler kurmuş; bir nevi yarı müstakil hükümdar olarak Osmanlıya bağlılığını sürdürmüştür. Kasım Bey'in döneminde Çankırı, Kalecik ve Tosya dışında Kargı'nın da ona bağlılığını gösteren en önemli belgelerden biri Tahrir defterleridir6. Kasım Bey Çankırı'da inşa ettirdiği imaretine Kargı Kazasına bağlı Yazı Kilise (Nam-ı diğer Dereköy) adlı köyü vakfetmiştir7. Kasım Bey'in 1430 tarihinden sonra vefat etmesi üzerine Kargı da bu tarihten itibaren Osmanlı hakimiyetine girmiş ve tesis edilen Çankırı Sancağının bir kazası olmuştur8. Genel olarak Kastamonu ve çevresinin 1460 tarihinde Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı egemenliğine girdiğini görüyoruz.

1460 tarihinden yaklaşık 16. yy'a kadar yeterli kaynak bulunmamakla birlikte Kargı'nın kaza olarak devam ettiği görülmekte; 16. yy1 da Anadolu Eyaleti'nin Çankırı Sancağının 10 kazasından bir tanesi olup yevmi 15 akçelik bir kadılık olduğu kaynaklarda zikredilmektedir.9

Daha sonra Kargı isminin gelişiyle ilgili kısımda da yer aldığı gibi Yavuz Sultan Selim'in 1514 Çaldıran Seferi dönüşünde Veziriazam Sinan Paşa'nm Kargı'yı Kaza-i bir selahiyetle nahiye haline getirdiği de bilinmektedir.

Kargı ile ilgili 16. yy'a ait bir diğer bilgi A. KANKAL'm eserinde yer almaktadır.10 Yazar: " Birbirine yakınlığı itibariyle gönderilen fermanlarda Tosya ile Kargı beraber zikredilmiştir. 16. yy'da Kargı ile alakalı Mühime Defterlerinde üç kayıt mevcuttur. Bunlar 1576 yılında Kargı Kadısı'nm kardeşi ile birlikte kalpazanlıkta bulunduğuna dair kayıt, eğri, sipah ve Öküz Hayrettin adlı suhtelerin yörede halka zulümlerde bulunduklarına dair kayıt ve Kargı Subaşısı'nm da fukaraya zulm ettiğine dair kayıtlar olup bunların araştırılması ve eğer suçları sabit ise icabının yapılması için merkezden emirler gönderilmiştir." demektedir. Katip Çelebi ise "Cihannüma" adlı eserinde11 Kargı merkezini "Etrafı dağlık, ancak düz bir yerde vaki cümle etrafı bağlarla dolu bir kasaba" olarak zikretmektedir.

16. yy' da Kargı kazasına bağlı mühime defterlerinde 44 adet köy ismi geçmektedir. Bunlardan 4 tanesinin isminde kilise yazılıdır. Bundan Bizans ve önceki dönemlere ait Kiliselerin izlerinin varlığı anlaşılsa da yaşayan halkın dini ve etnik kökeninin farklı olduğuna dair bilgi yoktur. Sadece Kargı hudutları dahilinde hiçbir gayrimüslimin yaşamadığı tamamen Türk ve Müslüman olduğu kayıtlıdır.

Bugün önemli bir kısmı eski ismini muhafaza etmekle birlikte, 16. yy' da varlığı görülmesine rağmen günümüzde nerede olduğu bilinmeyen bazı köylerin tam ismi ve bugünkü durumu aşağıya çıkarılmıştır.

Kargı'nın ilk isminin "Blaene" olabileceğine dair üst konularda bilgi verilmişti. Ayrıca bazı kaynaklarda Kargı isminden önce bu yerleşim alanın "Taşlıköy" olarak adlandırıldığı da bilinmektedir.

Kargı'nın İsmi Nereden Geliyor?

Kargı'nın bu isimle anılmasına ilişkin en güçlü rivayet Sinan Paşa'ya ait olandır. Buna göre, Yavuz Sultan Selim'in 1514 yılında Safeviler ile yaptığı Çaldıran Savaşı dönüşünde, dönemin vezir-i azamı Sinan Paşa Taşlıköy olarak bilinen bu civardan geçerken köy halkı onu ellerinde kargılar ile karşılamış; (Kargı Kızılırmak kenarında bolca yetişen saz adı verilen ve silah yapımında kullanılan mızrak.)13 Sinanpaşa bu durum nedeniyle köylüleri kargılılar olarak selamlamış, daha sonra dağınık halde bulunan köylüleri birleştirerek Taşlıköy'e Kargı adını vermiş, İstanbul'a dönüşünde ise saraydan irade çıkartıp bir kadı ile bir mühür ve bir de tapu memuru göndererek kaza-i selahiyetle nahiye yapmıştır. Bu rivayete dayanarak Kargı'nın 1514 yılından itibaren bu ismi aldığı anlaşılmaktadır

e-mail
 
suat.bjk1903@hotmail.com
corumluyuz-biz@hotmail.com
Suat Kıcık Site Yöneticisi
 
Suat Kıcık Web Site Sahibi&Site Yöneticisi
Bu Alanda Reklamınız Olablir
 
Copyright © 2010 by Suat Kıcık
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol