Tarihçe
HACIHAMZA BELDESİ  
Hacıhamza,tarihi ipek yolu üzerinde eski bir yerleşim alanıdır. Kasaba merkezi ve çevre köylerinde bulunan mezar vb. kalıntılar bu gerçeği doğrulamaktadır.Hacıhamza toprakları M.Ö.’ki devirlerden itibaren Hititlerin,Dor’ların Paflagonya,Lidya ve Roma İmparatorluğu gibi güçlü devletlerin egemenlik sınırları içerisinde kalmış,daha sonra Bizans’ın hakimiyetine geçmiştir.
Hacıhamza’da ilk Türk hakimiyeti 1071 malazgirt savaşından sonra başlamıştır.Büyük Selçuklu hükümdarı Alparslan’ın komutanlarından biri olan Ahmet Gazi,Malatya merkez olarak kurduğu Danişmentli devleti topraklarını, orta Karadeniz bölgelerine doğru genişletmiş 1075 tarihinde Çorum ve çevresini Bizans’tan almıştır.1127 yılında Hacıhamza ve çevresi komnenler’in eline geçtiyse de uzun süreli olmamış ,bir diğer Türk beyi Çoban Hüsamettin ,1213 tarihinde bu toprakları Türk hakimiyetine geçirmiştir.Ne yazık ki bu devre ait bilgiler sınırlı olduğundan günümüze intikal eden tek iz kasabamızda yer alan sokaklardan bir tanesinin Çoban Hüsamettin adıyla bilinmesidir.
Türkiye Selçuklu Devleti Anadolu’nun tamamına hakim olduktan sonra,1243 Kösedağ savaşında Moğollara yenildiğinden ,tekrar beylikler dönemi başlamış ve Hacıhamza kısa bir süre sonra, önce Candaroğullarının ,daha sonra da Kadı Burhaneddin devletinin egemenliğine girmiştir.
  
Hacıhamza, Osmanlılar devrinde önemli bir yerleşim alanı olmuştur.İlk defa Yıldırım Bayezit dev-rinde,1392 tarihinde Osmancık ile birlikte bu devlete bağlanan Hacıhamza,aynı tarihte Kırkdilim savaşı ile Kadı Burhaneddin devletinin hükümranlık alanına girmiştir,Ancak 1402 yılında Ankara savaşı sonunda ,Çelebi Mehmet Amasya’ya gelerek kısa bir süre içerisinde Osmancık ve Hacıhamza çevresine hakim olmuştur.
Osmanlılar devrinde, Hacıhamza ile ilgili ilk bilgilere 1566 ve 1571 tarihli arşiv vesikalarında rastlamaktayız.Kaynaklarda bu yerleşim alanının “ Hacıhamza nam mevzii”, “Hacıhamza nam derbend” ve “Hacıhamza nam Karye”şeklinde isimlendirildiğini görmekteyiz.Bu bilgilerden Hacıhamza’ nın henüz köy halinde olduğu ortaya çıkmaktadır.Kaynaklarda özellikle Derbend kelimesinin çok kullanıldığını görülmektedir.Bu durum bize Hacıhamza’nın hangi maksatla kurulduğu yolunda biraz ipucu vermektedir.Zira bir yere derbend denilebilmesi için geçişi zor bir bölge olması gerekir.Hacıhamza ve çevresi oldukça dağlıktır.Üstelik içerisinden Kızılırmak geçmesi nedeniyle, ulaşım ancak nehrin imkan verdiği yerlerden sağlanmaktadır.Hacıhamza’nın bu özelliği kaynaklara da yansımıştır.1721 tarihli iki hükümde Hacıhamza’nın “gayet mahuf ve muhatara”yani korkulu tehlikeli yer olduğu kayıtlıdır.Aynı belgede “Kutta-i tarik ve haramiden hali olmayan yer”(yol kesenlerin ve eşkıyaların eksik olmadığı yer)lafzı geçmektedir.
 Kasabanın giriş ve çıkışlarında 4 tarihi köprü bulunmaktadır.Bunlardan ikisi Kızılırmak üzerinde biri devrez çayı, diğeri ise eğriyar mevkiindedir.Osmanlılar,geçişi oldukça zor olan bu tip yerlerin güvenliğini sağlamak amacıyla,yurdun değişik bölgelerinden insanları buralara yerleştirdiğini görmekteyiz.Üstelik bu bölgelerde yaşayan insanlardan vergi alınmaması sebebiyle kısa sürede gelişme ortamı hazırlanmıştır.Hacıhamza’nın 15.yy.’da köy iken kısa süre içerisinde gelişip 16 yy.’da kaza haline gelmesinin en büyük sebebi budur.
Hacıhamza toprakları bir derbend yeri olması sebebiyle,Osmanlı devletinin buraya önemli yatırım lar yaptığını görmekteyiz.1506/1507 yıllarında ,İkinci Bayezit zamanında yaklaşık 1000 kişiye hitap edecek büyüklükte bir cami,ayrıca Hamam ve Taş mektep yapılmıştır.Ayrıca yol güzergahı üzerinde olması nedeniyle yaklaşık 200 kişiye hizmet verebilecek üzeri tuğla ile örtülü Han ile aşevi yapılmış-tır.Bu yapılardan Cami 1943 depreminde yıkılmış,diğerleri ise halen ayaktadır.Hadım Sinan paşa ta-rafından,ll.Bayezit devrinde yapılan bu eserlerin amacı belde’yi geliştirmek,güvenliğini sağlamaktır.     Bu görüşü kuvvetlendirecek en önemli delil,Sinan paşa camiinin 1506 tarihli kitabesidir.
Şah Sultan Bayezid zamanınıda                               Beldeyi Hacıhamza olundu imar
Cennet gibi bina kılındı yeryüzünde                          Halkı emin kıldı eşkıya derdinden
Devletli Sinan paşanın himmetiyle                            Recep de Hane-i hayır oldu ümmete
İslam kılıncıyla,Din düşmanından kurtararak              Hayrul Mübiyne denk geldi tarihiyle
Hicri 912/Miladi 1506/1507
 
Kitabeden anlaşıldığı kadarıyla, bölgenin dağlık olmasının da etkisiyle eşkiyaların bu bölgede ço-ğaldığı ve halkı rahatsız ettiği görülmektedir.Bu maksatla başta cami olmak kaydıyla yukarıda bahsi geçen yapılar inşa edilmiş ve belde imar olunarak eşkiyalardan temizlenmiştir.
1506 tarihinden sonra Hacıhamza nüfusunda önemli artışlar meydana gelmiştir.Çorum mahkeme-i Şeriyye sicilinde, H.1003(M.1594)’de Çorum sancağına bağlı kazalar İskilip,Katar,Osmancık,Sas ve Hacı Hamza olarak sıralanmaktadır.Bu bilgiyi doğrulayacak bir başka delil ise Katip Çelebinin Cihanuma’sıdır.Katip Çelebi eserinde 18.yy.’da Çorum’un 12 kazasından bir tanesinin  Hacıhamza ol-duğunu ifade etmektedir.  
Osmanlı imparatorluğunda 17.yy.’da merkezi otoritenin de zayıflaması nedeniyle çok sayıda celali İsyanları ortaya çıkmıştır.Hacıhamza 17.yy.’lın ikinci yarısına kadar kaza olarak gelişmesini sürdürür ken ne yazık ki ülkenin bir çok bölgesinde görülen celali isyanlarından burası da nasibini almış ve kaza’nın hem geçişinin zor oluşu,hem de çevresinin dağlık olması nedeniyle eşkiyaların hücumuna uğramıştır.Hacı Hamza halkı, eşkiyaların verdiği zararlardan çok korktuğu için, evlerini terkederek dağ köylerine kaçmış ve bulundukları bölgelere yerleşmişlerdir.Evliya Çelebi Anadolu’yu dolaşırken Hacıhamza topraklarından geçmiş ve Seyahatnamesinde bu dönemde Hacıhamza’nın içler acısı duru- munu şu şekilde tasvir etmiştir. “Hacıhamza ahalisi dağda mamur köylerde oturur,kaza terkedildiğinden ancak köhne bir cami kalmış,gayri büyutu(kalanı,meskenler)cümlesi harap olmuştur”demektedir.
Hacıhamza kazasının harap olması üzerine,gelişmesi için IV.Murat devrinde ikinci Han daha inşa edilmiştir.Ancak bütütn çabalara rağmen dağlara sığınmış olan halk, Hacıhamza’ya eşkıya korkusu nedeniyle inmemesi üzerine 1723 tarihinde durum İstanbul’a bildirilmiş ve Padişah 3.Ahmet, kaza’ya bir kale yapılmasını emretmiştir.Bu maksatla vesikalarda geçtiği şekliyle Tokat voyvodası Ahmet bu işle görevlendirilmiştir.Tokat voyvodası kale’nin inşası ve yeni yapılacak hanlar,dükkanlar ve meskenler için toplam 23.182 guruş masraf olacağını İstanbul’a bildirmesi üzerine, masrafların azaltılabilmesi amacıyla çevrede bulunan Çorum ,Çankırı,Amasya ve Kastomonu sancakları ile yakın kazalara emirler gönderilerek Hacıhamza’da yapılacak surlar için malzeme ve insan gönderilmesi istenmiştir.Gerekli hazırlıkların bitmesi üzerine 1734 tarihinde, boyutları 190 ile 200 metre uzunluklarında dörtgen şeklinde kale inşa edilmiş,ayrıca harap olan meskenler ile cami ve hanlar inşa edilmiştir.
Hacıhamza kalesinin inşa edilmesi üzerine dağlarda mağdur durumda kalan halk tekrar kaza’ya nak ledilmiştir.Halkın büyük bir kısmı kale içine yerleşirken,bir kısmı da köylerde kalmış ve bugünki köyler bu şekilde meydana gelmiştir.Hacıhamza’da asayişin sağlanması üzerine yaklaşık 20.yy.’lın başlarına kadar bu bölgede pek fazla olay meydana gelmediğini görmekteyiz.Bu nedenle 1901’lerden itibaren halk ,surlar dışında da ev yapmaya başlamıştır.Bunda nüfusun artmasının da önemli payı vardır.
Hacıhamza ismi de oldukça eskiye dayanmaktadır.Resmi kayıtlarda 1490’lardan itibaren Hacıham za’nın bu isimle ün yaptığı görülmektedir.Bu konuda Evliya Çelebi,seyahatnamesinde “Habib-i Kara-mani halifesinden Hamzavi yani Hacı Hamza bu Kariyede tevellüd edüp(doğup), müştebir (şöhret) olduğu için,Hacı Hamza köyü,namı ile yad olunmuştur(anılmıştır)” demektedir.Habib-i Karamani 1490 yılında Amasya’da öldüğünden talebesi olan Hacı Hamza, muhtemelen bu tarihte orta yaşlı biri olmalıdır.1506 yılında bu beldenin Hacıhamza ismiyle anılmaya başlandığını gösteren en önemli bel-ge Sinan paşa camiinin kitabesidir.Orada “Belde-i Hacı Hamza olundu imar”denilmektedir.
Osmanlılar döneminde, Hacıhamza’nın gelişmesi için 16.yy.’lın başından itibaren önemli yatırımlar yapılmıştır.Bu eserler yy.’lara göre şöyle sıralanmaktadır.
 
16.yy.’da II.Bayezid Döneminde,Sadrazam Hadım Sinan Paşa tarafından 4 önemli eser yapılmış-tır.Yapım yılı 1506/1507’dir.
1.Sinan Paşa Cami
2.Sinan Paşa Mektebi(Taş Mektep)
3.Sinan Paşa Hanı (Menzil Hanı),07.01.2002 tarihinde yıkılmıştır.
4.Sinan Paşa Hamamı.
Bu eserlerin dışında ;
1.1758-59 yıllarında dağlardan içme suyu getirilerek cami avlusuna oldukça büyük çeşme yapılmıştır.
2.Yapım yılları ve kimler tarafından yapıldığı belli olmayan 4 tarihi köprü daha bulunmaktadır.Bu köprülerden günümüze ancak kenar ayakları kalabilmiştir.
 
Hacıhamza Orta Karadeniz bölgesinde bulunup Çorum ili,Kargı ilçesine bağlıdır.İl merkezine 97,ilçe merkezine ise 19 km uzaklıktadır.Aynı zamanda ilimizin merkezine en uzak yerleşim alanlarından birisidir ve Çorum’un kuzeyindedir.Kasaba içerisinden İstanbul’dan Karadenize uzanan E 80 karayolu geçmektedir.
Hacıhamza yerleşim alanı olarak Kızılırmak kenarındadır.Toprakları bu nehrin açmış olduğu vadi boyunca uzanır.Çorum ilinin en yüksek dağı olan Kösedağ’ın kuzey eteğinde kurulmuştur.Deniz se-viyesinden yaklaşık 400 metre yüksekliktedir.Doğusunda Osmancık,güneyinde iskilip,güneybatısın- da Tosya,Kuzeyinde ise Kargı ilçesi bulunur.Kabaca 41-42 kuzey enlemleri ile 34-35 doğu boylamları arasındadır.Birinci derecede deprem kuşağı üzerindedir.
 Hacıhamza Kösedağ’ından gelen iki önemli derenin üzerinde kurulmuştur.Bunlardan biri İncidere diğeri Asarçay’dır.Bu derelerin kasaba içerisinde akması nedeniyle merkezde üç büyük mahalle oluşmuştur.Ayrıca merkeze yakın olması nedeniyle iki yerleşim alanının da bağlanmasıyla toplam beş mahalleye bölünmüştür.Bunlar ;
 
1.Kale mahallesi
2.Zeynel Mahallesi
3.Bahçelievler mahallesi
4.Değirmendere mahallesi
5.Obruk mahallesi’dir.
 
İlçemiz Kargı’nın en büyük ve tek kasabası olan Hacıhamza’da yaklaşık 500 hane bulunmaktadır. Özellikle tarım alanlarının dar oluşu nedeniyle dışarıya oldukça fazla göç vermiştir.Hacıhamza ve çevresinde bulunan araziler iki önemli akarsu tarafından sulanmaktadır.Bunlardan biri Kızılırmak nehri,diğeri de Devrez çayıdır.Bu arazilerde en fazla pirinç ekimi yapılmaktadır.Ayrıca Kösedağından gelen sular sayesinde Hacıhamza merkezde ve yukarılarda yer alan arazilerde de sulu tarım yapılabilmektedir.En fazla yetiştirilen ürünlerin başında pirinç gelir.Aynı zamanda pazarlamasını da yapan çok sayıda tüccar bulunmaktadır.Pirinç’in dışında bamya,kiraz sebze ve meyve üretimi de oldukça fazladır.
Hacıhamza, kıyı Karadeniz bölgesine yakın olmasının da etkisiyle orman açısından oldukça zen-gindir.Dağlarda Kara ve Sarı Çam,sedir,ardıç,meşe ve Köknar bulunur.Değişik hava akımları çevrede yer alan dağlar tarafından kesildiğinden ani hava değişiklikleri olmamaktadır.Gece ile gündüz arasındaki hava sıcaklığında fazla farklılık yoktur.Hacıhamza en fazla ilkbahar ayları olan Nisan ve Mayıs’ta yağış alır.Yılda en fazla bir veya iki defa kar yağmaktadır.Yağan kar iklimin yumuşaklığı nedeniyle uzun süreli yerde kalmamaktadır.
 
e-mail
 
suat.bjk1903@hotmail.com
corumluyuz-biz@hotmail.com
Suat Kıcık Site Yöneticisi
 
Suat Kıcık Web Site Sahibi&Site Yöneticisi
Bu Alanda Reklamınız Olablir
 
Copyright © 2010 by Suat Kıcık
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol